Mimarisiyle Öne Çıkan 5 Şehir

Buradasınız

Yaşa 12 Haziran 2020

Dünya üzerinde bazı şehirler, tarihi geçmişlerinin yanı sıra imparatorluklara başkentlik yapmış olmaları ya da büyük sanatçıları ağırlamalarından dolayı mimari açıdan açık hava müzesi olarak anılıyor. Mimari abidelerinin yanı sıra köprüleri, anıtları, mükemmel bahçeleri ve parklarıyla da dikkat çeken ve mutlaka görmeniz gereken bu şehirleri sizler için derledik.

Roma

Dünyanın en eski şehirlerinden biri olan Roma, aynı zamanda Avrupa kültürünün baş merkezlerinden biri durumunda. Özellikle Papa’nın ikamet ettiği bağımsız bir devlet olan Vatikan’ın da şehrin içerisinde yer alması oldukça dikkat çekici. Yaklaşık 2 bin yıl öncesinde dünyanın merkezi olarak kabul edilen Roma şehri, mimarisi ile her yıl milyonlarca ziyaretçisini ağırlıyor. Adeta bir “açık hava müzesi” demenin çok da yanlış olmayacağı Roma, dünyanın birçok büyük sanatçısının mimari eserlerine ev sahipliği yapıyor. Soyut güzellik arayan Yunan mimarisine karşılık Roma mimarisi faydacılık ve anıtsallık gibi özellikleri ile dikkat çekiyor.

Kolezyum, Santa Maria Maggiore Bazilikası, Arco di Costantino, Roma Forumu, Pantheon, Vittorio Emanuele II Anıtı, Trevi Çeşmesi, Navona Meydanı, Sant’Angelo Kalesi gibi mimari harika olarak nitelendirilen yapılar, Roma’da mutlaka ziyaret edilmesi gereken yapılardan sadece birkaçı.

Kiev

Mimari olarak Barok’tan Postmodern mimariye kadar uzanan yapılara ev sahipliği yapan Ukrayna’nın başkenti Kiev; iki kutuplu dünyanın hüküm sürdüğü zamanlarda romantizmin ve aşkın başkenti olarak anılmış, harika doğasının yanı sıra mimari abideleri, mükemmel bahçeleri ve parklarıyla da dikkat çekiyor. 1037 yılında Prens Yaroslav tarafından inşa edilen St. Sophia Katedrali, kentin en eski kilisesi olup Dünya Mirası Listesi’nde yer alıyor. St. Sophia’s Katedrali'nin yanı sıra Mariyinsky Sarayı, Başmelek Mikail Heyheli, Mother Motherland (Anavatan) Heykeli, St. Andrew’s Kilisesi ve Zoloti Vorota (Altın Kapı) kentin mutlaka ziyaret edilmesi gereken diğer mimari harikaları.

St. Petersburg

Eski adı Leningrad olan ve Rusya Federasyonu’nun başkenti Moskova’dan sonra en büyük 2. şehri olma özelliğini taşıyan Saint Petersburg, Rus Çarlığı’na 200 yıldan fazla başkentlik yapmıştır. Adım adım tarih ve mimari kokan Saint Petersburg şehri, 18. yüzyıldan kalma heybetli sarayları ve tarihi binalarıyla geçmişe tanıklık ediyor. Zengin sanat koleksiyonlarını içeren dünyanın en büyük müzelerinden biri olarak anılan Hermitage Müzesi’ne de ev sahipliği yapan şehirde; Smolny Katedrali, St. Isaac Katedrali, Voskresenia Khristova Kilisesi, Peterhof Sarayı ve Bahçesi, Peter ve Paul Kalesi, Mariinsky Tiyatrosu gibi sayısız mimari yapı ziyaretçilerini bekliyor.

Floransa

Roma’dan sonra bir başka İtalyan şehri daha listemizde yerini alıyor; Floransa. İtalya’nın en turistik şehirlerinden biri olan Floransa, mimarisiyle Rönesans’ın başkenti olarak da adlandırılıyor. Leonardo da Vinci, Michelangelo, Macchiaveli, Donatello, Brunelleschi gibi önemli sanatçı, bilim insanı ve düşünürlerin yaşadığı bir kent olan Floronsa’da Medici Sarayı, Uffizi Galerisi, Duomo Katedrali, Vecchio Sarayı, Piazza della Signoria, Palazzo Pitti Sarayı mimari açıdan görülmesi gereken yerler sıralamasında en üstte yer alıyor.

Barselona

Kültür ve ekonominin yanı sıra turizm açısından da İspanya’nın olduğu kadar Akdeniz’in de en önemli kentlerinden biri olan Barselona, mimari açıdan ziyaretçilerinin damağında fazlasıyla tat bırakan bir diğer şehir. Gotik ve modern mimariden birçok esere rastlayabileceğiniz şehirde; ünlü mimar Antoni Gaudi’nin kuşkusuz en önemli eseri La Sagrada Familia Kilisesi ile diğer eserleri Parc Güell ve Casa Mila’nın yanı sıra Columbus Anıtı, Gotik Bölge ve Barselona Katedrali kentin görülmesi gereken diğer önemli mimari yapıları.

 

YORUM YAP

CAPTCHA
This question is for testing whether or not you are a human visitor and to prevent automated spam submissions.
1 + 0 =
Bu basit matematik problemini çözün ve sonucu girin. Ör: 1+3 için 4 giriniz.