Gerçek Olamayacak Kadar Güzel 24 Doğa Harikası

Buradasınız

Yaşa 14 Kasım 2016

Dünyamız aslında nefes kesici güzellikte bir yer. Öyle ki, bazen en yetenekli sanatçılar bile onun bu güzelliğini aktarmada yetersiz kalabiliyor. Ama hayal gücümüzün sınırlarını zorlayan bu 24 doğa harikası, “gerçekten böyle bir yer var mı!” dedirtiyor.

Deadvlei (Namibya)

Dünyanın en eski çölü olarak biliniyor. 80 milyon yıl önceden, yani dinozorların yaşadığı dönemden beri aynı kalmış.

Luoping’deki Kolza Tarlaları (Çin)

Baharın ilk günlerinde kolza çiçekleri açarken, bu bölge adeta altın rengi bir denize dönüşüyor. Bu göz kamaştırıcı manzara, fotoğrafçıların Mekkesi olarak da anılıyor.

Natron Gölü (Tanzanya)

Natron Gölü, dünyanın en sıcak gölü olarak biliniyor. Öyle ki ısısı 50 derecelere kadar yükseliyor. Ve daha da ilginci gölün en derin olan yeri, sadece üç metre. Kırmızı rengi ise fotoğrafın filtresinden kaynaklanmıyor; gerçekten kıpkırmızı.

Lapland’daki Donmuş Ağaçlar (Finlandiya)

Finlandiya’nın kuzeyinde yer alan bu bölgeye, eksi 40 derecede gidip bu fotoğrafları çekmek için ciddi bir efor istiyor. Ama sonuçta çıkan manzara ortada. Bunca çabaya değer mi siz karar verin...

Çöldeki Lagünler (Brezilya)

The Lençóis Maranhenses Ulusal Parkı ilk bakışta sıradan bir çöl gibi duruyor. Ama aslında burası bir çöl değil. Çünkü yıl boyunca pek çok kez yağış alıyor. Ve yağmur suları da bu görüntüyü yaratıyor.

Rainier Dağı (Washington, ABD)

4392 metre yüksekliğindeki bu tabakalı yanardağ, en son 1984 yılında patlamış. Hatta bilim adamlarına göre en tehlikeli yanardağlardan biri. Güzelliği ise gün doğumunda sergilediği bu manzarada.

Dalga (Arizona, ABD)

Dalga isimli bu kumtaşı, uzmanlara göre milyonlarca yıl önce bu şeklini almış. 107 metre tırmandıktan sonra bu doğa harikası kaya oluşumuna varıyorsunuz.

Pembe Göl (Senegal)

Çilekli smoothie’ye benzeyen bu göl, UNESCO dünya mirasları arasında yer alıyor. Gölün pembe olmasının sebebi, içinde yaşayan bakterilerin güneş enerjisi kullanarak bu renk pigmentler üretmesi.

Glowworm Mağarası (Yeni Zelanda)

Glowworm, Yeni Zelanda’nın en popüler turistik yeri. Simsiyah kayaların üzerindeki milyonlarca ateşböceği, son derece büyülü bir ortam yaratıyor.

Sualtı Şelalesi (Mauritius)

Bu sıra dışı doğa harikası, yukarıdan bakıldığında denizin içinde bir şelale varmış görüntüsü veriyor. Afrika kıyısında yer alan adanın bu görüntüsü, kum ve alüvyonların taşınmasıyla oluşmuş. 

Lale Tarlaları (Lisse, Hollanda)

Sanki bir ressamın özenle boyadığı bir tablo gibi durmuyor mu? Laleleriyle ünlü Hollanda’nın rengarenk tarlaları, özellikle bahar aylarında göz kamaştırıyor.

Roraima Dağı (Venezuela)

Burası, Venezuela’nın en büyük doğa harikası. 2700 metre yüksekliğinde ve uzaktan devasa bir kaya kutuya benziyor.

Marble Mağaraları (Şili)

Arjantin-Şili sınırında yer alan bu mağarada, turkuaz rengi su ile parlak mavi kayalar adeta öpüşüyor. Bu mağaralar küçük tekne veya kayıklarla gezilebiliyor. Yerlileri buraya Marble Ketedrali diyor.

Drina Nehri’nin Üzerindeki Küçük Ev (Sırbistan)

40 yıl önce inşa edilen bu ev, doğayla insanın aslında ne kadar uyumlu bir şekilde bir arada bulunabileceğini gösteriyor hepimize.

Danxia’nın Renkli Kayaları (Çin)

Dünyanın dört bir yanından doğa meraklılarını kendine çeken Danxia, 2010 yılında UNESCO tarafından koruma altına alınmış. Bölgenin tarihi milyonlarca yıl öncesine dayanıyor.

Büyük Mavi Çukur (Belize)

Denizin altında 300 metre çapında ve 120 metre derinlikte bir krater boşluğu olan Büyük Mavi Çukur da UNESCO’nun dünya mirasları listesinde. Burası, dünya üzerindeki en iyi dalış yerlerinden biri olarak nitelendiriliyor.

Hang Son Doong Mağarası (Vietnam)

İşte dünyanın en büyük mağarası! O kadar büyük ki içinde sıcak hava balonuyla uçmak bile mümkün. Tam rakam vermek gerekirse, 6.5 kilometre uzunluğunda. Yerliler yıllarca korkudan en ucuna kadar gidememiş. Bu nedenle çok yakın bir tarihte, 1991 yılında keşfedilmiş.

Hitachi Seaside Park (Japonya)

Hitachi, Japoncada şafak vakti anlamına geliyor. Yani bu park adını pembe, kırmızı, bordo karışımı renkli bitkilerinden alıyor.

Whitehaven Sahili (Avustralya)

Bu sahildeki kumlar o kadar beyaz ve ince ki dünyadaki en saf kum olarak biliniyorlar. Bununla ilgili ilginç bir bilgi de verelim: NASA bu kumları kullanarak teleskopları için özel lensler yapıyormuş.

Salar de Uyuni (Bolivya)

Gündüz aydınlığı, gece sert ayazıyla daha çok Kuzey Kutbu göllerine benziyor. Ancak yürüdüğünüzde ayaklarınızın altında buz değil tuz kristalleri gıcırdıyor. Salar de Uyuni, dünyanın en büyük tuz göllerinden biri.

Skaftafell Buz Mağarası (İzlanda)

Skaftafell aslında bir dağ buzulu. Buzul içindeki hava kabarcıkları da bu muhteşem mağarayı oluşturuyor.

Slope Point, Yeni Zelanda

Yeni Zelanda’daki Slope Point’e giderseniz, sanki yıkıcı bir fırtınanın ortasında zaman durmuş hissine kapılabilirsiniz. Ağaçların altında terk edilmiş iki tane küçük ev bulunuyor.

Yellowstone Süper Volkanı (ABD)

Dünyanın en tehlikeli yanardağı. Patlaması durumunda bütün dünyanın iklimini değiştirebilecek bir felaket olabilir. Uzmanlar tarafından yüzeyinin 8 km altında dev bir magma odasının olduğu belirtiliyor.

Kapadokya (Türkiye)

Listedeki son madde de ülkemizden olsun istedik. Doğa harikası deyince Kapadokya’dan bahsetmemek haksızlık olur. Çünkü muhteşem peribacaları arasında ve yeraltı şehirlerinde gezerken adeta zaman duruyor, sanki bambaşka bir evrende seyahat ediyorsunuz.

YORUM YAP

CAPTCHA
This question is for testing whether or not you are a human visitor and to prevent automated spam submissions.
16 + 2 =
Bu basit matematik problemini çözün ve sonucu girin. Ör: 1+3 için 4 giriniz.