Dünyamız var olduğu günden bugüne kadar sayısız kez çok farklı tehlikeler atlattı. Doğanın normal düzeni ve işleyişi içerisinde ortaya çıkan bu tehlikeler, zaman zaman çok büyük değişimleri ve kayıpları da beraberinde getirdi. Ancak bugün, insanlar olarak bizlerin yarattığı ve belki de bugüne kadar görülmemiş şekilde dünyaya zarar verecek bir tehlike kapımızı çalıyor, iklim değişikliği. Bazılarını günlük hayatımızda, kısa sürelerde gördüğümüz, bazılarını ise uzun dönemlere yayarak yaşayacağımız iklim değişikliği kaynaklı zararlar, dünya üzerindeki tüm canlı yaşamı tehdit etmeyi sürdürüyor. Ekosisteme verdiğimiz zararın doğal bir sonucu medyana gelen durumlardan biri de kuraklık. Bugün dünya üzerinde 2 milyar insanın temiz su kaynaklarına düzenli erişim yok. Kuraklık kentsel sorunları ve sağlık problemlerini beraberinde getirirken hayvan ölümlerine ve flora bozulmalarına da neden oluyor. Kuraklık hakkında bilmek isteyeceğin gerçekler bu yazımızda.
Temiz ve güvenilir su bulunamıyor
Kuraklık temel olarak doğada var olan, kendini tekrarlayan ve normal olan bir süreç. Dünyanın farklı coğrafyalarında yağış miktarı, ortalamanın altına düştüğü zaman ya da yağışlar azaldığı zaman kuraklık meydana gelebiliyor. Ancak iklim değişikliği başta olmak üzere, çoğu insan kaynaklı zararlar, bu sürecin çok daha sık şekilde yaşanmasına ve tabiatın dengesinin bozularak bu durumun ciddi ölçülere çıkmasının önünü açıyor. Birleşmiş Milletler Dünya Su Gelişim Raporu’na göre bugün 2 milyardan fazla insan temiz suya ulaşamazken, 4,5 milyar kişi temiz su olmadığı için güvenli sanitasyon hizmetini alamıyor.
Toplu ve büyük göçlere neden oluyor
Kuraklığın neden olduğu etkilerden bir diğeri temiz suya ulaşamayan kişilerin, bulundukları alanı terk ederek yeni ve sulak arazilere göç etmeleri. Büyük ve toplu göçlere neden olan kuraklık, milyonlarca insanın coğrafyasını değiştirmesine neden oluyor. Birleşmiş Milletler’e göre sadece 2017 yılında 25 milyon kişi, susuzluk ve buna dayalı doğal afetler yüzünden göç etmek durumunda kaldı. Bu oran, çok görünürde olan savaş ve çatışmalar kaynaklı göçlerin 3’te 1’inden fazla.
Tahıl üretimi yüzde 40 azalacak
Kuraklık, tüm dünya çapında özellikle tarım üzerinde son derece olumsuz etkiler yaratmayı sürdürüyor. Doğal çevrenin bozulmasına ve tarım arazilerinin verimliliğini kaybetmesine neden olan kuraklık, farklı raporlara göre gelecek yıllarda beslenme üzerinde ciddi sonuçlar yaratacak. Birleşmiş Milletler Dünya Su Gelişim Raporu’na göre kuraklık modellemeleri bu şekilde giderse 2050 yılına kadar tahıl üretimi yüzde 40 azalacak.
Canlı ekosistemini bozuyor
Özellikle sanayi devrimi sonrasında hızla değişmeye başlayan ve sanayi ile birlikte kentleşmenin de artması ile giderek bulunduğu coğrafyayı bozan insanlar, tüm canlı ekosistemini de derinden etkilemeyi başardılar. Sanayi atıklarının, yanlış tarım uygulamalarının, kentlerde suyun doğru şekilde kullanılamamasının sonuçları olarak ekosistemde büyük yaralar açtılar. WWF’e göre 1970’lerden bu yana kuraklı nedeniyle tür popülasyonlarının yüzde 68’i kaybedildi. Yaşam alanları üzerinde yaratılan bu doğrudan etki en çok sulak arazilerin kenarında yaşayan ve kuraklık nedeniyle göç etmek durumunda kalan hayvanları vurdu.
Buzullar ediyor, sular yükseliyor
İklim değişikliğinin en büyük ve görünür sonuçları arasında yer alan buzul erimeleri de kuraklık kaynaklı afetler arasında sayılıyor. Hızla artan sıcaklıklar ve küresel ısınmaya bağlı olarak kuraklıkların artması, dünya ikliminin dengesini sağlayan buzulların da erimesine neden oluyor. Yüzde 71’i su olan yerkürede, içme suyu olarak kullanılabilecek tatlı su miktarı bütün suların yalnızca yüzde 2,5'unu oluşturuyor. Buzullar dünya tatlı su rezervinin dörtte birine karşılık geliyor. Buzulların erimesi, iklim değişikliğini tetiklerken, suların yükselmesine ve birçok verimli arazinin de kaybolmasına neden olacak.
YORUM YAP