Attıkları goller, oynadıkları oyun ve taşıdıkları şanlı ay yıldızlı bayrağımızla sahayı rakiplerine dar eden Türkiye A Milli Futbol Takımımız tarihinde 5. kez Avrupa Şampiyonası’nda (EURO 2020) mücadeleye etmeye hazırlanıyor. 11 Haziran tarihinde İtalya ile yapacağımız maçla açılacak olan şampiyona, tarihinde ilk kez 12 Avrupa ülkesinde birden düzenlenecek. Pandemi nedeniyle yoğun sağlık önlemleri altında oynanacak Avrupa Şampiyonası için UEFA, farklı kurallar da aldı ve sahanın içerisinde de düzenlemelere gitti. Tarihimizde ilk kez elemelere kalmadan grup maçlarının bitimine 1 hafta kala EURO 2020'ye katılma hakkı elde ettiğimiz, 1996, 2000, 2008 ve 2016'dan sonra 5. kez sahne alacağımız turnuva öncesinde A Millilerimizin başarılarını hatırlamaya ve salgın gölgesindeki turnuvanın nasıl düzenleneceğine bakmaya ne dersin?
İlk maçımız 26 Ekim 1923’te Romanya ile…
Türk Milli Futbol Takımımızın macerası, Türk sporunun ilk teşkilatı olarak Türk İdman Cemiyetleri İttifakı'nın kurulmasının hemen ardından Yusuf Ziya Öniş başkanlığında açılan ilk Türk Futbol Federasyonu ile başladı. Tarihler 1923 yılını gösteriyordu. İlk federasyon Şehzadebaşı'nda bulunan Letafet Apartmanı salonunda yapılan toplantıda 'Futbol Hey'et-i Müttehidesi' adıyla kuruldu. Kuruluşun hemen ardından uluslararası arenada mücadele edebilmek için FIFA başvurusu yapıldı ve Türkiyemiz 21 Mayıs 1923 tarihinde FIFA'nın 26. üyesi olarak kabul edildi.
Artık uluslararası alanda da kabul gören takımımızın ilk maçı, Cumhuriyetin ilanından 3 gün sonra, 26 Ekim 1923 tarihinde Romanya ile yapıldı. İstanbul Taksim Stadı'nda oynana maşın skoru 2-2 oldu. Gollerimizi 32. ve 50. dakikalarda Zeki Rıza Sporel attı. İlk galibiyetimiz ise 17 Haziran 1924'te Finlandiya ile oynanan maçta geldi. Helsinki'de Helsingfors Stadı'nda oynanan maçta Fenerbahçeli Zeki Rıza Sporel, 4 golüyle Finlandiya ağlarını havalandırarak adını altın harflerle tarihe yazdırdı.
Milli takımımız hızla gelişiyor ve modern futbola ayak uyduruyordu. Bu süreci hızlandırmak ve takımımızı 1924 Paris Olimpiyatları’na hazırlamak için İskoçyalı Billy Hunter takımın başına getirildi. Türk futbolculara çağdaş futbolu tanıtan ve sistemli bir şekilde çalıştıran ilk teknik adam olan Hunter, önemli işlere imza atmıştı.
İlk kez Dünya Kupası’ndayız
Bu tarihten sonra hızlı bir gelişme dönemine girildi ve Milli Takımımız farklı amaçlarla çok sayıda maça çıktı. 1952'de profesyonelliğin kabulü, 1954'te Milli Takım'ın İsviçre'de düzenlenen Dünya Kupası'na ilk kez katılması, bu dönemde bazı Türk oyuncuların da yurt dışına çıkması ve oynaması önemli gelişmeler olarak kabul edilebilir. İlk Dünya Kupası maceramız II. Dünya Savaşı’ndan ardından, 12 yıl aradan sonra tekrar düzenlenmesine karar verilen 1950 Dünya Kupası ile oldu. Elemeleri geçen takımımız, Brezilya’da düzenlenmesine karar verilen kupaya maddi zorluklar nedeniyle gidemeyecek ve hasretini bir sonraki kupada, 1954 İsviçre Dünya Kupası’na saklayacaktır.
Avrupa maceramız 1996’da…
Avrupa sahnesine ilk çıkışımız ise 1996 yılında olmuştur. O yıl İngiltere’de düzenlenen Avrupa Futbol Şampiyonası Finalleri'ne gitmeye hak kazanarak tarihimizde bir ilke imza atmıştık. 1996 Avrupa Şampiyonası elemelerinde İsviçre, İsveç, Macaristan ve İzlanda ile birlikte 3. grup'ta yer alan Milli Takımımız 8 maçı 4 galibiyet, 3 beraberlik ve 1 yenilgiyle İsviçre'nin ardından ikinci sırada tamammış ve İsveç'i ardından bırakıp o günkü statüye göre 'en iyi ikinciler' arasında yer alarak İngiltere'deki finallerin yolunu tutmuştur. Bu finallerde istediği futbolu sahaya koyamayan takımımız gol atamadan ve puan alamadan gruplarda finallere veda eder.
Başarılar arka arkaya gelmeye başladı
1996 yılında başarısızlığın ardından hızla kendini toparlayan A Milli Takımımız, hemen 4 yıl sonra düzenlenen 2000 Avrupa Futbol Şampiyonası’na da katılma hakkı elde eder. İtalya, ev sahibi Belçika ve İsveç'le birlikte B Grubu'nda mücadeleye başlayan A Milliler, gruptan ikinci olarak çıkar ve tarihinde ilk kez çeyrek finale kalır.
Bu başarıyı 2002 yılındaki Dünya Kupası finallerindeki tarihi başarı izler. Şenol Güneş yönetimindeki Milli Takımımız önce gruplardan çıkar, ardından ikinci turda Japonya, sonra Senegal ve ardından da Güney Kore’yi yenerek kupayı 3. olarak tamamlar.
Bu başarılarımızı 2002 Dünya Kupası’nın ardından Fransa’da düzenlenen Konfederasyon Kupası izler. Bu organizasyona, Dünya Şampiyonu ve finalisti ile kıta şampiyonu milli takımlar davetlidir. Dünya Kupası finalisti Almanya'nın turnuvaya katılmayacağını açıklamasının ardından dünya üçüncüsü Türkiye'ye davetiye çıkartılır. Milli Takımımız B Grubu'nda Dünya Şampiyonu Brezilya, Afrika Şampiyonu Kamerun ve CONCACAF Şampiyonu ABD ile eşleşmiştir. Maçlar sonunda Konfederasyon Kupası'nın üçüncüsü olan ülkemiz, büyük bir başarıya daha imza atmıştır.
Bizi gururlandıran başarılarımızdan sonuncusu ise 2008 yılındaki Avrupa Futbol Şampiyonası’nda olmuştur. Geri dönüşlerin finali olarak tarihe geçer ve biz bitti demeden bitmeyen turnuva olarak akıllarda kalan bu şampiyonada yarı finale kadar yükselme başarısını gösteren Milli Takımımız, Almanya karşısında çok iyi bir futbol oynamasına rağmen sahadan 3-2 yenik ayrılmış ve kupayı son 4’te bitirmişti.
Yine iddialıyız
Yıllar içerisinde farklı arenalarda çok sayıda takım karşısına çıkan, zaman zaman zorlanan ama zaman zaman da efsanelere imza atan Türk A Milli Futbol Takımımız, 2020 Avrupa Futbol Şampiyonası’nın da en iddialı takımlarından biri. Finallerde A Grubu’nda yer alacak ve İtalya, Galler ve İsviçre ile mücadele edeceğiz. İlk maçımız, aynı zamanda turnuvanın da açılış maçı olan İtalya ile 11 Haziran’da. EURO 2020'de takımlar 4'erli 6 grupta yer alacak. Gruplarda oynanacak 3'er karşılaşmanın ardından ilk iki sırada yer alan 12 takım bir üst tura yükselecek. Bu 12 takımın yanı sıra, en iyi puana sahip 4 üçüncü de son 16 turuna adını yazdıracak. Son 16 turu, çeyrek final, yarı final ve final maçları ise tek maç eleme usulüne göre oynanacak.
UEFA, Avrupa Şampiyonası'nda koronavirüs pandemisinden dolayı sıkıntı yaşanmaması adına takım kadrolarının 23 yerine 26 kişilik olmasını onayladı. UEFA İcra Komitesi bugün, korona virüs salgını sebebiyle sorun oluşmaması ve devamlılığın sürdürülebilmesi için UEFA EURO 2020 turnuvasına özel kuralları onayladı. Buna göre olası korona virüs vakaları ve karantina önlemleri nedeniyle maçlarda sıkıntı yaşanmaması için takım kadrolarının sayısı 23'ten, 26'ya çıkarıldı. Ancak her bir karşılaşma için bildirilecek maksimum futbolcu sayısı 23 olarak kalacak.
1 Haziran 2021 tarihi itibariyle değişikliklerin tıbbi olarak onaylanması koşuluyla, ciddi sakatlık veya hastalık durumunda oyuncu listesinde sınırsız değişiklik yapılmasına izin verilecek.
Koronavirüs testi pozitif çıkan veya pozitif çıkan kişiyle yakın temaslı olarak belirlenen ve bu nedenle izole edilen oyuncular da vaka olarak kabul edilecek. Bu sebeple müsabakadan önce UEFA yönetiminin onayı ile kadroda değişiklik yapılabilecek.
Yeni yönetmeliğe göre, listede ismi bulunan bir ya da iki kaleci fiziksel yetersizlik durumunda turnuva boyunca her maçtan önce kalecilerin yer değiştirmesine imkan sağlanacak. Fakat müsabakanın bütünlüğünü korumak için oyuncu listesinde değiştirilen bir oyuncu listeye yeniden alınamayacak.
Haydi Türkiye, bir kez daha şanlı bayrağımız göklerde dalgalansın, rakip ağlar golle dolsun…
YORUM YAP