Hayata pozitif bakan biriyle evlenmek, kuşkusuz daha mutlu bir hayat yaşayacağınız anlamına geliyor. Üstelik bir de daha sağlıklı bir hayat süreceğinizi söylesek?
Amerikan Psikoloji Birliği’nin 1.981 orta yaşlı katılımcıyla yaptığı araştırma, mutlu evliliklerin sağlıklı bir hayat sürmekle bağlantılı olduğunu ortaya koydu. 50 ile 94 yaşları arasındaki evli çiftlerin katıldığı araştırmada, bu çiftlerin son altı yıldaki mutluluk ve fiziksel-ruhsal sağlık seviyeleri ölçüldü.
Araştırmanın sonuçlarını yorumlayan Psikolog William Chopik, mutlu evlilikler ile sağlıklı bir hayatın bağlantısını şu üç maddeyle açıklıyor:
1)Mutlu eşler hayatta karşılaştıkları zorluklarda birbirlerine daha çok destek olurlar.
2)Hem kendi hayatlarını hem de birbirlerinin hayatını güzelleştirmede başarılıdırlar.
3)Zararlı alışkanlıklardan kurtulmada birbirlerini daha çok yüreklendirirler.
Kısacası mutlu ve sağlıklı bir hayatımız olmasını istiyorsak, mutlu kişilerle birlikte olmalıyız. Hem aile hem de sosyal çevremizi pozitif kişilerle donatmak, mutlu bir hayatın garantisidir.
Peki Karşınızdakinin Mutlu Biri Olduğunu Nasıl Anlarsınız?
Mutlu eşler ve haliyle mutlu evlilikler sağlıklı bir hayatın da habercisi ama müstakbel hayat arkadaşınızın genel olarak mutlu biri olup olmadığını nasıl anlayacaksınız? Aşağıdaki özellikler size bu konuda yardımcı olacak.
Hayat çok zor demiyorsa… Yani karşılaştığı her durumda hayat zaten zor deyip ipleri bırakmak yerine, bunların da yaşamın bir parçası olduğunu biliyorsa... mücadeleyi elden bırakmaz ve ilk yenilgide ortadan kaybolmaz.
Güven duyan ve güven veren biriyse… Çevresindekilere güvenini kaybetmiş birinden daha mutsuzu olabilir mi! Çünkü güvensizlik duygusu yalnızlaşmayı getirdiği gibi ilişkilerin en önemli parçası olan paylaşımı da ortadan kaldırır.
Bardağın dolu tarafıyla ilgileniyorsa… Kulağa çok klişe gelse de hayatta mutlu olmanın belki de en önemli anahtarı budur. Her şeyin kötü olasılığına odaklananların, alternatif yolları görmesi çok daha zordur.
Anı yaşamayı biliyorsa… Geleceği garantiye almak hepimiz için önemli olsa da bunu büyük bir endişeye dönüştürüp bugünü kaçıranlar, kaygının getirdiği mutsuzluğa da kapılırlar. Bu durum geçmişte takılı kalanlar için de geçerli tabii.
Herkesi ve her şeyi kontrol etmeye çalışmıyorsa… Yaşamın içinde bu kadar değişken varken her şeyi kontrol etmeye çalışmak ne büyük delilik! Bu kontrolü bir de çevresindekiler üzerinde kurmaya çalışanların işiyse bir hayli zor. Çünkü sonları çoğunlukla hüsran olacaktır.
Rekabet yerine paylaşıma odaklanıyorsa… Yeryüzündeki tüm nimetlerin herkese yeteceğinin farkında olan birinin paylaşımcı ve pozitif olmaması mümkün mü! Bu bakış açısı kişiyi çirkin rekabetlerden ve savaşlardan uzak tuttuğu kadar kıskançlık gibi duygulardan da arındırır.
YORUM YAP