5 Ünlü Tablo Hakkında İlginç Bilgiler

Tüm muhteşem sanat eserleri içlerinde gizemler saklarlar. Onları yapan sanatçıların hissettiği ve yansıttığı gizli duygular, aile ilişkilerini anlatan şifreli mesajlar, ilham aldıkları insanlar…

Dünyanın en ünlü resimlerinin içinde barındırdıkları sırları keşfetmeye ne dersiniz? İşte karşınızdalar:

Bozulan İlişkiler: Salvador Dali

Kaynak

Sürrealizm akımının çılgın imparatoru Dali’nin 1925 yılında yaptığı ‘Penceredeki Kadın’ isimli resme baktığımızda Dali’nin gençliğinde kız kardeşinden ilham aldığını görüyoruz. Zamanla ilişkileri bozuluyor, Dali bir konuşmasında:

“Bazen onun tablosuna tükürüyorum ve bundan eğleniyorum.” Diyor hatta.

Ana Maria, 1949 yılında ‘Salvador Dali, Kız kardeşinin Gözünden” isimli bir kitap yazıyor ve Dali iyice bozuluyor. 1954 yılında yaptığı resmin (Sağda), o kitabın intikamı olduğu düşünülüyor.

Van Gogh’un Kendine Özgü Renkleri

Vincent van Gogh,  ‘Bedroom in Arles’, 1888 – 1889

Kaynak

1888 yılında, Vincent van Gogh kendine Arles’te küçük bir stüdyo tuttu, Parisli sanatçılardan ve onların eleştirilerinden çok sıkılmıştı.

Kendi odasını resmettiği ‘Arles’teki Yatak Odası’ tablosuda van Gogh, garip renkler kullanmıştır. Van Gogh’un hayatını incelemiş uzmanlar, bu durumu van Gogh’un epilepsi hastalığı için kullandığı yüksükotunun etkilerine bağlıyor. Yüksükotu renklerini ayırt etmeyi zorlaştırıyor, o yüzden resim sarı ve yeşil renklerden oluşuyor.

Mona Lisa’nın Olmayan Dişleri

Leonardo da Vinci, ‘the Mona Lisa’, 1503 — 1519 (Tablo kırpılarak yüz kısmı yakınlaştırılmıştır.)

Kaynak

Mona Lisa hakkında gün geçmiyor ki yeni bir iddia ortaya atılmasın. Da Vinci’nin başyapıtını yakın plandan inceleyen Joseph E. Borkowski, hem bir sanat eleştirmeni hem de bir diş doktoru. İzlenimlerine göre Mona Lisa’nın dudak bölgesinde ön dişleri olmayan insanlarda bulunan yaralardan var, o yüzden Mona Lisa’nın ön dişleri eksik olabilir, gizemli gülümsemenin sırrı burada yatıyor olabilir.

Siyah Karenin Gizemi

Kazimir Malevich, ‘the Black Square’, 1915 

Modern sanatın Sovyet öncüsü Malevich’in bu eserine baktığınız zaman siyah bir kare görüyorsunuz. Aslında sanatçı tüm algılarınızı yanıltıyor, bu aslında siyah bir kare değil. Hiçbir kenarı birbirine paralel olmadığı gibi, rengi de birçok rengin karıştırılmasıyla oluşturulmuş, siyah hiç kullanılmamış.

Yaşlı Balıkçının Aynası

Csontváry Kosztka Tivadar, ‘the Old Fisherman’, 1902 (Tablo kırpılarak yüz kısmı yakınlaştırılmıştır.)

Macar sanatçı 1902’de bu resmi sergilenmeye sunduğu zaman, herkes resmin sıradan bir yaşlı balıkçının portresi olduğunu düşünmüştü. Resmin içinde bulunan ima, Tivadar vefat ettikten sonra anlaşıldı.

Resmin tam ortasına bir ayna koyduğunuz zaman, yaşlı balıkçının sağ tarafının Tanrı’yı, sol tarafının ise şeytanı simgelediğini görebiliyordunuz.