Toplumsal baskı sadece kadınlara yönelik mi sanmıştınız? Gelin de şu erkeklerin haline bir bakalım isterseniz. Kendilerinden neler bekleniyor, erkekler ne hâllere düşüyorlar, ne umuyorlar, neler buluyorlar...

“Erkek adam şunu bunu yapmaz.” diye kaç tane genelleme duydunuz şimdiye kadar? Çok, değil mi? Peki bu listede sayılanların birbiriyle çeliştiğini fark ettiniz mi hiç? Hatta “erkek adam dediğin” diye oluşturulmak istenen garip rol modelin aslında bir imkânsızlıklar rehberi olduğunu, erkeklerin kafalarını karıştırıp onları çelişkiden çelişkiye sürüklemekten başka da bir işe yaramadığını fark ettiniz mi? Biz ettik. Ve şimdi ifşa ediyoruz!

Erkek Adam Dediğin Ağlamaz! (Ama Gülmez de)

Erkek adam dediğimiz ağlamazmış. E peki ne yapar? Duygularını içine atar, zayıf olduğu, üzüldüğü anları göstermez. Hemen içeri kaçar, boğazı düğümlense kendini tutar, bir ağlasa rahatlayıp pamuk gibi olacakken boğazında kocaman bir yumru ile erkekliğini gösterir etrafa. Neden? Çünkü erkek adam ağlamaz. E peki o zaman biraz neşemizi bulalım? Yok, o da olmaz. Çünkü erkek adam gevşemez ve gülmez. 

Erkek Adam Dediğin Ağır Olur! (Ama Hiçbir Şeyi de Ciddiye Almaz)

Erkek adam dediğin ağır takılır. Yediğine içtiğine, giydiğine, dinlediğine dikkat eder. Siz hiç pamuk şeker yiyen “erkek gibi erkek” gördünüz mü? Hayır. Erkek adamın belli kuralları vardır. Renk skalasında en ciddi tonlar arasında dolanır. Yediği yemekte de giydiği kıyafette de bu ciddiyeti arar. 

Gelin görün ki erkek adam dediğin, öyle küçük ayrıntılara da takılmamalıdır. Umursamazdır, kuralsızdır, anlık yaşar. Yani “erkek adam dediğin” kendine koyduğu ağırbaşlı kuralların arasında özgür olmaya çalışan bir adamdır. 

Erkek Adam Dediğin Sahiplenir! (Ama Kendisi Özgür Olmak İster)

Erkek adam furyasının en meşhur çelişkisidir bu sahiplenme ve kıskançlık meselesi. “Benim olacaksın.” “Benimsin.” “Benimdin, benim kalacaksın.” gibi, kendi ekseni etrafında dönen bir hayatı vardır erkek adamın. Onun bir suçu yok, böyle olması söylenmiş ona. Tüm bunları talep ederken de gezegen gibi bir orada bir burada dolaşmak ister ve kendi özgürlüğünü vurgular. Kısacası erkek adam dediğin, eğer ki erkek adamlığın kurallarına uymaya çalışırsa bir çelişkiler yumağıyla baş başa kalır. Ta ki kendi kurallarını yazana kadar.