Sinema Tarihinin Büyük İkonu Sean Connery'ye Saygıyla…

Buradasınız

Yaşa 06 Aralık 2020

Sinema tarihinin en büyük efsanelerinden biri olan James Bond’a hayat veren, beyaz perdenin ustalarından Sean Connery, 90 yaşında aramızdan ayrıldı. Ardından birçok unutulmaz eser bırakan üstadın hiç kuşkusuz kendisiyle en çok özdeşleşen rolü İngiliz ajan 007 James Bond karakteriydi. Bundan yüz yıl sonra bile söz konusu James Bond filmi olduğunda ilk onun adı anılacak. Çünkü James Bond’luk en çok ona yakıştı. İşte sinema camiasına adını altın harflerle yazan usta aktörün hayatındaki önemli mihenk taşları.

Donanmadan aktörlüğe…

Tam adı Thomas Sean Connery olan aktör, 25 Ağustos 1930'da İskoçya'nın Edinburg kentinde, iki çocuklu bir işçi ailenin çocuğu olarak dünyaya geldi. Küçük yaşta okulu bırakarak para kazanmak için çeşitli işlerde çalıştı. 16 yaşında kraliyet donanmasına giren usta oyuncu, diğer genç askerler gibi vücuduna dövme yaptırmaya karar verdi. Vücuduna hayatında en çok değer verdiği iki kavram olan memleketi İskoçya ve ailesi ile ilgili olarak "İskoçya, sonuna kadar" ve "Anne ve Baba" dövmelerini yazdırdı. Üç yıl donanmada görev yapan Connery, ülser rahatsızlığı nedeniyle askerlik yaşamını bırakmak zorunda kaldı. Ülkesine dönen Connery, bir süre tabut boyayarak ve cankurtaranlık yaparak para kazandı.

Oyunculuğa ilk adım

Çalışırken bir yandan yoğun bir şekilde spor yapan Connery, 1950 yılında girdiği “Bay Kainat” yarışmasında üçüncü oldu. Bu yarışmada derece almasının ardından sinema dünyasına ilk adımını atan başarılı aktör, ilk olarak 1955 yapımlı “Let's Make Up”" filminde rol aldı. Daha sonra Ian Fleming’in yönettiği “Dr. No” (1962), “Goldfinger” (1964), “From Russia, With Love” (1964), “Thunderball” (1965) filmlerindeki 007 James Bond karakteriyle adından söz ettirmeye başardı.

Asla asla deme

Sean Connery beşinci James Bond filmi “You Only Live Twice”dan sonra artık bu rolü bırakmak istedi. Ancak yeni Bond olarak seçilen George Lazenby, oynadığı “On Her Majesty’s Secret Service” filmi yeterince ilgi görmeyince işler tersine döndü. Seyirci, ilk Bond’u geri istedi ve Connery “Diamonds Are Forever”la eski görevine döndü. Altıncı filmden sonra Connery, bir daha “asla” bu rolü tekrar oynamayacağını söylese de uzun bir zaman sonra son bir defa daha Bond rolünü oynaması için teklif aldı. Connery, son kez “Never Say Never Again” filminde tekrar Bond rolüne hayat verdi.

O artık Oscar Ödüllü bir aktör

Sonrasında Connery, kendi köşesine çekilerek 1983-85 yılları arasında film çekmedi. Ancak 1986 yılında bir Umberto Eco kitabı uyarlaması olan “The Name Of The Rose/Gülün Adı” onun için kariyerinde yeni bir sayfanın başlangıcı oldu. Filmde fazlasıyla başarılı bir oyunculuk sergileyen aktör daha sonra 1987 yılında “The Untouchables”da oynadığı ‘Malone’ karakteri ile sergilediği performansı ona bir Oscar ödülü kazandırdı. Bu role kadar arada ünlü bilim kurgu filmi “İskoçyalı”da önemli bir yan rolü canlandırdı.

Efsaneye veda… 

Sinema kariyerine farklı yapımlarla devam etti ve filmlerin bazıları ciddi gişe başarısı elde etti. Bunlar arasında “Indiana Jones and The Last Crusade”, “Red October” veya “The Rock” gibi yapımları sayabiliriz. Bütün bunların yanında tarihi dönem filmlerine olan ilgisini “Robin Hood: Prince of Thieves” ve “First Knight” filmleri ile gösterdi. Sean Connery, 72 yaşında, “The League of Extraordinary Gentlemen” adında bir macera filmiyle sinemayı bırakarak emekli oldu. Oyuncu ondan sonra bir ‘seslendirme’ dışında hiçbir projede yer almadı. Mesleki hayatı boyunca övgüyle anlatılan usta oyuncu kariyerine 37 ödül ve 29 adaylık sığdırdı. Şüphesiz ki bundan sonra da bir efsane olarak anılacak.

 

YORUM YAP

CAPTCHA
This question is for testing whether or not you are a human visitor and to prevent automated spam submissions.
5 + 5 =
Bu basit matematik problemini çözün ve sonucu girin. Ör: 1+3 için 4 giriniz.