Anne adaylarının, hayatlarının bu en güzel zamanlarında zihinlerini meşgul eden en önemli konulardan biri de doğumun nasıl olacağıdır. 40 haftalık bu sürecin sonunda doğumun normal mi, epidural mi, sezaryen mi olacağına doktorla birlikte karar verilmesi en doğrusudur. Ancak bazı anne adayları kişisel olarak farklı nedenlere dayanarak doğrum yöntemlerinden birine yönelebilir. Bu dönemde yapılması gereken şey doktorla birlikte adım adım süreci takip etmek ve hem anne hem de bebek için en doğru yöntemi seçmektir. Bu noktada doğum yöntemine karar verilirken dikkat edilmesi gerekenleri bu yazımızda bulabilirsin.
Farklı doğum yöntemleri var
Doğum, doğanın annelere sunduğu ve bütün şartlarını da yerine getirdiği, normal bir süreç. Bunun için anne adayları gerekli donanımlara sahip durumdalar. Ancak günümüzün yoğun ve stresli yaşamı, anne-bebeklerde meydana gelebilecek risklerin en aza indirilmesi ve farklı sağlık sorunları nedeniyle farklı doğum yöntemleri de uygulanıyor. Normal ya da doğal doğumun dışında tam anestezi altında yapılan sezaryenle doğum, anne adayının ağrıyı hissetmemesi için tercih edilen epidural doğum ya da bir küvet ya da havuzun 37 derece su ile doldurulması ile yapılan suda doğum bu yöntemler arasındadır. Bu doğum yöntemlerinden hangisinin uygulanması gerektiğine ilk olarak anne karar veriyor ancak süreci adım adım takip eden doktor, gerekli riskleri hesaplayarak farklı bir yöntem de seçebiliyor. Bu noktada doktor ile annenin uyumu ve sağlık durumunun sürekli takip edilmesi büyük önem taşıyor.
Doğum yöntemini belirleyen faktörler nelerdir?
Doğum yönteminin nasıl olması gerektiğine dair karar verilirken birçok farklı noktaya dikkat edilmesi gerekiyor. Bu yöntemin hangisi olacağını etkileyen birçok değişik faktör bulunuyor. Bunlar genel olarak doğum başladıktan sonra sürecin uzaması, her türlü kasılmaya rağmen rahim ağzının yeteri kadar açılmaması, bebeğin anne rahmindeki duruşu ve o andaki hareketleri, leğen kemiğinin dar olması, bebeğin çok iri olması, bebeğin başının doğum sırasında dışarıya çıkarken zorlanması, anne ya da bebekte bulunabilecek hastalıklar, kanama durumu olarak öne çıkabilir. Hangi durumda, nasıl hareket edilmesi gerektiğine en doğru kararı verecek ise doktorundur.
Her zaman ilk tercih normal doğumdur
Doğanın normal işleyişinden bulunan doğal doğum, her zaman için anne adaylarının seçmesi gereken ilk tercihtir. Bu doğum yöntemi, her ne kadar diğerlerine göre sancılı olsa da doğum öncesi ve sonrası için en sağlıklı olanıdır. Eğer anne ve bebeğin sağlığını doğrudan etkileyecek herhangi bir risk durumu yoksa ve uygun şartlar sağlanabiliyorsa mutlaka normal doğum ilk tercih olmalıdır. Bu noktada en önemli konu bebeğin sağlıklı şekilde kucağa alınması ve annenin de sağlık durumunun korunması.
Ne zaman sezaryen doğum tercih edilmeli?
Doktorun ve annenin birlikte sezaryen doğum kararı almasını da etkileyen faktörler vardır. Bazı doğumlarda, anne normal doğuma başlar ancak sürecin uzaması ve doğum eyleminin gerçekleşmemesi nedeniyle sezaryene dönülebilir. Bebeğin anne rahmindeki duruş şekilleri de son derece önemlidir. Bunun dışında anneden bebeğe geçmesi muhtemel enfeksiyon ya da benzeri hastalıklar varsa, bebeğin çok iri olması (Genelde 4,5 kg ve üstü bebekler için düşünülür), leğen kemiğinde bir kırılma ya da dar olma durumu varsa rahim yırtılması vb bir durum meydana gelirse doğrudan sezaryene yönelmek çok daha iyi olacaktır. Genelde sezaryen doğumlar, anneler tarafından daha sancısız olduğu için tercih edilirken doktorlar da bebek için daha az risk taşıdığı için bu yönteme yönelebiliyor.
YORUM YAP