Futbolun Hırçın Çocuğu Eric Cantona…

Buradasınız

Sev 08 Kasım 2020

Dünya üzerinde herhangi bir futbol severe “Bu spora damga vurmuş ve tarihine adını altın harflerle yazdırmış bir oyuncu listesi yapar mısın?” sorusunu yönelttiğinizde alacağınız yanıtlar arasında onun da adı mutlaka geçecektir. Saha içerisinde oynadığı nefis futbol, futbolun sadece fizik oyunu olmadığını kanıtlayan oyun zekası, saha dışında söyledikleri, karakteri ve hatta saha içerisinde seyirci ile yaptıkları ona hafızalarımızda ayrı bir yer ayırdı. Zorlu ancak başarıyla dolu bir kariyer geçiren, futbolun asi çocuğu Eric Cantona’dan bahsediyoruz. Hırsını aynı anda hem sahaya hem rakip takıma hem seyirciye hem de hemen herkese karşı gösteren Cantona’nın hayat hikayesinden öne çıkan başlıklara bakmaya ne dersiniz?

Sanat mı futbol mu?

Futbolun en hırçın çocuklarından biri Eric Cantona, 24 Mayıs 1966 tarihinde, Fransa’nın Marsilya kentinde dünyaya geldi. Küçük yaşlarından itibaren sanata karşı bir düşkünlüğü vardı. Ama aynı zamanda boş kaldığı her vakitte futbol oynuyordu. Çevresindekiler onun bu yeteneğinin hızla farkına vardılar. Kendisi de sanatı bir kenara bırakarak yeşil sahalara doğru ilk adımını attı. Profesyonel futbol yolculuğuna 1983 yılında Fransa’da Auxerre takımında başladı.

Kariyeri kötü başlamıştı

Yeşil sahaya çıktığında olduğundan bambaşka bir hale bürünen Cantona, oyunu sadece oynamakla kalmıyor adeta yaşıyordu. Ancak ilerleyen dönemde futbola damga vuracak Cantona’nın ilk adımları çok da başarılı değildi. İlk yılında kötü bir sezon geçirmiş ve 13 maçta sadece 2 gol atabilmişti. 1985 yılında bir alt ligdeki Martigues’e transfer oldu. 1 yıl boyunca neredeyse hiç forma giymedi. 1986 yılında tekrar Auxerre’e döndü. Artık futbolunu yavaş yavaş olgunlaştırıyordu.  2 yıl boyunca 68 maça çıktı ve 21 gol attı. Bu başarısı hemen fark edildi ve doğduğu kent olan Marsilya’ya transfer oldu.

Vukuatlarına da başlıyor

Kariyeri boyunca adını yazdıracağı sayısız saha içi ve dışı vukuatlara daha ilk adımda başlamıştı. Asiliğinin ilk sinyallerini Marsilya’da vermeye başlamıştı. Torpedo Moskova maçında teknik direktörü tarafından oyundan alınınca sinirlemiş ve formasını yırtarak tribünlere atmıştı. Teknik direktörünün bu hareketi nedeniyle gözden çıkardığı hırçın golcü Bordeaux’ya kiralandıBurada forma giydiği 11 maçta 6 kez fileleri havalandırdı.

Manchester United’a giden yol…

Artık futbolda adından söz ettirmeye başlayan ve yeşil sahalardaki futboluyla dikkat çeken Cantona, 1989 yılında Montpellier’e transfer oldu. 33 maça çıktı ve 10 gol attı. Burada kupa alma başarısını da gösteren Cantona, bir yandan da asiliğini ve hırçınlığını devam ettiriyordu. Bir maç sonrasında takım arkadaşını soyunma odasında dövdü ve takımdan uzaklaştırıldı. Önce Nimes’e transfer oldu. Burada hakeme top attı, federasyona “beyinsizler” diye seslendi, kavga etti. Ancak bir yandan da nefis bir futbol oynuyor ve sahada harikalar yaratıyordu. Bu başarısı Premier Lig’in o dönemdeki lideri Leeds United tarafından fark edildi ve hemen transfer edildi. Leeds, Cantona ile birlikte uçuşa geçti ve şampiyonluğu kazandı. Leeds United’ın mabedi Elland Road’un simgelerinden biri haline geldi. 

Merhaba Kırmızı Şeytanlar…

Cantona, 92-93 sezonunun devre arasında İngiliz devi Manchester United’a transfer oldu. Ona 7 numaralı formayı verdiler. Hızla takımın liderliğine soyundu ve 93 ve 94 yıllarında arka arkaya kazanılan iki şampiyonlukta önemli bir rol üstlendi. Artık yeni de bir lakabı vardı, “Eric The King”. Sahanın içerisinde, maça çıktığında bambaşka biri oluyor ve futbolun bir zeka oyunu olduğunu herkese kanıtlıyordu. Asi, egolu ve küçümseyen bir tavırla futbol oynuyordu. Bu karşı takımları rahatsız etse de attığı gollerle takımına şampiyonluk getiren yine o oluyordu. Başarıyla dolu geçen kariyerini yine kendisine has bir tavırla 31 yaşında noktaladı. 1996-1997 sezonunun sonunda, kimsenin beklemediği bir anda kariyerini noktaladığını açıkladı.

Futboldan sonra sinemaya merak saldı

Başarıyla geçen ve 31 yaş gibi erken bir dönemde veda ettiği futbolun arkasından Cantona’nın biraz da entelektüel yönü ortaya çıkmaya başladı. Yeşil sahalardan uzak kalınca ve kendisini emekliliğe ayırınca farklı alanlarda boy göstermeye ve sevenlerinin karşısına çıkmaya başladı. Futboldan sonra çok sayıda sinema filminde ve reklamda rol almaya başladı. Hayata Çalım At, İntikam, İkinci Nefes, Tehlikeli Arayış gibi filmlerde roller üstlendi. Cantona halen sinemaya devam ediyor. Bunun yanında resme de merak saldı. Görünen o ki yeşil sahaların asi çocuğu yeteneklerini farklı kulvarlarda göstermeyi sürdürüyor.

 

YORUM YAP

CAPTCHA
This question is for testing whether or not you are a human visitor and to prevent automated spam submissions.
7 + 5 =
Bu basit matematik problemini çözün ve sonucu girin. Ör: 1+3 için 4 giriniz.