Üçüncü Bahar Yaşıyor Ömrüm...

Buradasınız

Sev 20 Haziran 2017

üçüncü bahar

Kim demiş sadece gençler aşık olur diye? Günümüzde televizyon ekranları, internet siteleri ya da sosyal medya sayesinde 75-80 yaşındaki insanların aşklarına sıklıkla tanık oluyoruz. Peki aşk belirli bir yaş grubunun ya da topluluğun tekelinde olamayacak kadar evrensel bir duygu mu yoksa yaşlılar aşk adı altında yalnızlıklarını mı paylaşıyor?

70 yaşını çoktan aşmış, belki eşini kaybetmiş belki de hiç evlenmemiş birinin eş araması kulağa ilginç geliyor olabilir. Ama son zamanlarda bu tarzda ilişkilerin artışa geçtiği de bir gerçek.

Aşk mı Yalnızlık Korkusu mu?

Kaybetme korkusunun gittikçe tavan yaptığı yaşlılık döneminde, kişiler kendilerine birer hayat arkadaşı arıyor. Bazıları yaşı kaç olursa olsun, aşkın heyecanını yaşamak isterken bazıları da yalnız ölme korkusunu biriyle paylaşarak kendini garantiye almak istiyor. Veya hastalık gibi zor günlerde insanın yanında bir nefes istemesi anlaşılmayacak bir talep olmasa gerek...

Gelir düzeyi ya da sağlık durumu ne olursa olsun, yaşlıların gün geçtikçe yalnız kalmaya karşı tahammülü azalıyor. Elbette burada internetin hayatımızda aldığı rol de büyük etki oynuyor. Çok değil, bundan 5-6 yıl önce interneti bilinmezler diyarı olarak gören yaşlılar, bugün kendilerine sosyal medyada hesaplar açıyor. Kimi dev şairlerin unutulmaz şiirlerini ya da gençlik şarkılarını romantik bir şekilde paylaşarak geçmiş günlerini yad ediyor, kimi de internet dünyasından kendilerine flört edebilecekleri “arkadaşlar” buluyor. Kısacası görücü usulünün teknolojik versiyonu sayesinde dedeler ve büyükanneler kendilerine yeni yaşam arkadaşları ediniyor.

aşk mı yalnızlık mı

Türkiye’de Ve Dünyada Üçüncü Bahar Farkı

Türkiye’de yaşlıların yeni bir ilişkiye adım atma isteği çevresindekiler tarafından yadırganarak “Bu yaştan sonra evlenip de ne yapacaksın?” gibi sorularla bölünüyor. Oysa hiçbir şey dışarıdan göründüğü gibi değil. Hayatının geriye kalan kısmını evde tek başına geçirmeyi istememek, yanında bir dost aramak, sevildiğini bilmek, birileriyle paylaşımda bulunmak neden garip olsun ki? Başta Avrupa ve Amerika olmak üzere yaşlıların yakınlarından destek görmesi, onları belki de zorunluluktan doğan bir ilişkiye değil de gerçek bir aşka sürüklüyor. Türkiye’deki bu tip ilişkiler daha ziyade mecburiyetten ibaretken yurt dışında 80’ini devirmiş ama el ele, göz göze yeni aşıklar görmek mümkün.

“Babaannem 90 Yaşında Aşkı Buldu”

İstanbul’ya yaşayan Amerikalı yazar Nektaria Petrou’nun büyükannesi de böyle bir aşka yelken açmış. Hem de ne aşk... Bu büyükanne aradığı aşkı tam da 90’ına bulmuş. Eşinin ölümü sonrası bu defteri kapattığını düşünürken yeni sevgilisiyle bakıcıları aracılığıyla tanışmışlar ve ardından genç aşıklar gibi birkaç kez yemeğe çıkmışlar. Sevgilisi ile iletişime geçmek adına bütün teknolojik iletişim ağlarını kullanmayı öğrenmeyi de başlayan büyükannenin kalbi, tam anlamıyla bir kuş gibi çarpıyor. Üstelik ilişkisinin detaylarını kız arkadaşıyla konuşur gibi torunuyla paylaşmaktan çekinmiyor da. Büyükanneyi hem canlı tutan hem de hayata sıkı sıkı bağlayan bu aşkın varlığını, kim inkar edebilir ki!

 

YORUM YAP

CAPTCHA
This question is for testing whether or not you are a human visitor and to prevent automated spam submissions.
7 + 12 =
Bu basit matematik problemini çözün ve sonucu girin. Ör: 1+3 için 4 giriniz.