“Hashimoto Teşhisi Konulduğunda Koşmaya Başladım ve Hayatım Değişti”

Buradasınız

Hareket Et 03 Kasım 2017

Hashimoto, bedenin koruma sisteminin tiroid hücrelerine saldırdığı bir bağışıklık sistemi hastalığı olarak hipotiroid ve guatr ile benzer özellikler gösteriyor. Minna Lee, hashimoto teşhisi konulduktan sonra koşmaya başladığını ve böylece hayatının nasıl değiştiğini şöyle anlatıyor…

“Stres Yönetiminin Ne Denli Önemli Olduğunu Anladım”

“Birkaç yıl önceye kadar koşuyla alakam yoktu. Hatta koşmayı sohbet ederek sosyalleşmek için bir araç olarak görüyordum. 4-5 kilometre hızla koşarken bile kendimi yere atmamak için zor tutuyordum... Aslında bir spor antrenörü olduğum için koşmayla ilgili tüm bu düşüncelerim duyan herkesi şaşırtıyordu. Hal böyle olunca çoğu kişi koşmanın bana kolay gelmesi gerektiğini söylüyordu ama nafile… Birkaç yıl önce zor bir dönemden geçerken kendime bir koşu ayakkabısı alarak New York’ta koşmaya başladım. Hiç kolay değildi ama bu kararı verdiğim için çok mutluyum. Açık havada yaptığım koşular sırasında kendimi hızla güvenli ve mutlu hissetmeye başladım.”

“24 yaşındayken çok endişeli ve stresli olduğum bir dönemde hashimoto teşhisi kondu. Bu hastalık sayesinde stres yönetiminin ne denli önemli olduğu gerçeğiyle yüzleştim. Hırslı bir koşucu olan arkadaşım beni koşmaya teşvik etti, ben de koşu bandıyla yoluma devam ettim. Hiç beklemediğim şekilde kendimi tekrar hırslı, rekabetçi ve stresli bir atmosferin ortasında buldum.”

Stres Pek Çok Ciddi Hastalığın Sebebi

Herkesin tahmin edeceği üzere sıkıntı ve stres, kanser gibi ciddi hastalıkların da dahil olduğu pek çok problemin tetikleyicisi. Bu nedenle kanser gibi hastalıklara her ihtimale karşı hazırlıklı olmak gerek…  Kansere İnat Yaşasın Hayat Sigortası yaptırmaya ne dersiniz? Bu sigortayla kendinizi ve sevdiklerinizi kötü günlere karşı güvence altına alabilir, QNB Sigorta Ayrıcalıklar Kulübü’ne ücretsiz üye olarak spor, sigara bırakma ve beslenme danışmanlığı gibi hizmetlerden %40’a varan indirimlerle faydalanabilirsiniz. Şimdi Minna Lee’nin hikayesine kaldığımız yerden devam edebiliriz…

“Amaç Odaklı Egzersizi Bırakın”

“Terapistim, yaptığım egzersizin hedef odaklı olduğunu söylediği için açık havada, daha rahat bir şekilde koşmaya karar verdim. Koşu bandından uzaklaşarak vücudumu nasıl kontrol etmem gerektiğini öğrendim. Yüzümde rüzgarı hissetmek, yoldaki engelleri aşmak, parklarla ve yeşilliklerle çevrili Hudson Nehri’nin üzerindeki güneşi görmek, bana tahmin ettiğimden çok daha iyi geldi. Bir süre sonra koşmak, kendi başıma kaldığım özel ve güzel anları ifade etmeye başladı. Vücudumu canlandırırken zihnimi serbest bırakabiliyordum… Hızla günlük hayatımdaki stresli durumlarla mücadele edebilmeye başladım. Açık havada koşmak resmen meditasyonum oldu.”

Bir Başka Zor Dönem…

“Geçen sene babamı kaybettim. Hayatımın en zor dönemlerinden biriydi… Bu zorlu zamanları doğayla ve bedenimle bağlantımı koruyarak atlatmaya çalıştığım için duygusal sağlığımı mümkün mertebe koruyabildim. Açık havada yaptığım koşular bana hayatın akıp gittiğini, bazı şeyleri kabullenmemiz gerektiğini öğretti. Ayrıca hayattaki bütün problemleri, dalgalanmaları kontrol etmek yerine onlarla baş ederken deneyimli ve temkinli olmak çok daha önemli…”

 

YORUM YAP

CAPTCHA
This question is for testing whether or not you are a human visitor and to prevent automated spam submissions.
2 + 1 =
Bu basit matematik problemini çözün ve sonucu girin. Ör: 1+3 için 4 giriniz.